MALDİVLER İlk Seyahat (Hayatımın En Güzel Günleri)
- Merve Sena

- 17 Eyl 2023
- 2 dakikada okunur

Bu seyahatin yeri benim için çok ayrı. Hem eşimle birlikte çıktığım ilk seyahat hem de dünyayı gezme amacımızın da başlangıcı oldu. Gitmeden önce onlarca video izlememe rağmen daha uçaktan inmeden kendine beni aşık etmeyi başardı. Uçaktan yüzlerce adaları gördüğümüzde şok olmuştuk (aşağıda fotoğraf koyuyorum). Ülkedeki en büyük ada (Male) hemen hemen Büyükada kadar falan. Toprak az olunca mümkün olduğu kadar verimli kullanmaya çalışıyorlar. Devlet adanın bazı bölgelerine toplu konutlar inşaa etmiş. Diğer adalarda da yer ve ev sahibi olmak için sıraya giriyor aileler. O yüzden çekirdek aileler halinde değil daha kalabalık bir ev yaşamı var.

Maldivler'e gitmeyi düşünüyorsanız tavsiyem şu: kesinlikle resort adalarda kalmalısınız. Ana adada veya halkın yaşadığı adalarda kesinlikle plajlarda rahat edemezsiniz. Resort ada mantığı şöyle; bir ada direkt bir otelin kullanımında oluyor. Adada restoranlar, spor alanları, havuzlar vs her şey sizin için tahsis edilmiş oluyor. Adada çalışanlar ve otel misafirleri dışında kimsecikler olmuyor. Ayrıca bizim şansımıza mıydı bilmiyorum ama insanlar genelde havuzda yüzüyordu biz de sanki bize ayrılmış gibi olan sahilin tadını çıkarıyorduk. O yüzden çok çok rahat ettim.
Kaldığımız oteli aşağıdaki kutuya tıklayarak görebilirsiniz.
Maldivleri Maldivler yapan şey beyaz kumu ve resifleri. Bu resifler, mercanlar su altında canlı olduğu sürece her taraf balıkla doluyor. Şnorkellerimizle su altınız izlerken bir yöne baktığımızda yüzlerce balığı görmemizin sebebi bu resifler. Kendimi kayıp balık nemo filminde gibi hissettim.

Tabii bir de köpekbalıkları konusu var. Geceleri balkonumuzdan sürekli kaldığımız odanın önüne gelen köpekbalıklarını izliyorduk. Gelgitten ötürü gündüzleri daha sığ olan bu sularda köpek balıkları bu kadar çok olmuyor. Bu kadar çok olmuyor dememin sebebi iki kez yüzerken karşılaşmamız. Şansıma ki ikisinde de ben görmedim eşim gördü. Beni çekiştire çekiştire sudan çıkarttıktan sonra söyledi bana. Görevlilere söylediğimizde bize bunların daha bebek köpek balıkları olduğunu söylediler. Korkmamıza gerek yokmuş. Tabii bize göre 1,5 - 2 metre bu balıklar birlikte yüzmeye alışık olmadığımız balıklar. Ama resif köpekbalıkları zaten insanları ısırmazmış. Eğer giderseniz aslında korkmanıza gerek yok.

Adada kaldığımız süre içerisinde hiç sıkılmadık. Ada hayatına bayıldık hatta. Adanın farklı noktalarından denize girdik sürekli. (En güzel yer evimizin önüymüş aslında her yeri denedikten sonra anladık.) İki kez tekneyle açılıp şnorkel ile balıkları izledik. Bunların birinde bir grup yunus da bize eşlik etti. Harika bir deneyimdi. Onun dışında ada içerisinde bisiklet kiraladık. Tüm adayı 1 saatte gezdik zaten. Ada içerisinde çok fazla coconut ve banyan ağacı vardı. Dallarından kök salan bu ağaçlar da çok dikkatimi çekti.

Son olarak yemeklerden de bahsedelim. Uzak doğu yemek kültürü bizim ağız tadımıza pek uymuyor. Palmiye yağı ile yapılan yemeklerden birkaç kez denedik ama hiç bize hitap etmedi. Neyse ki kaldığımız otelde Avrupa mutfaklarından çok fazla yemek çıkıyordu. Makarna, pizza, meksika mutfağı vs. Ayrıca her öğünde egzotik meyveler de vardı. Genel olarak bu 5 günlük gezimizde günde 3 kez açık büfe yemek yediğimiz için kilo aldık diyebiliriz.



Yorumlar